Yusuf KAMBUR
Köşe Yazarı
Yusuf KAMBUR
 

HİCRETİNİZ NEREYE?

“(Hud dedi ki:) Eğer yüz çevirirseniz (sonucuna da katlanırsınız.) Zira ben bildirmem gereken her şeyi size tebliğ ettim. Rabbim (dilerse) sizin yerinize (bu dine sahip çıkacak) başka bir toplum getirir de (Ona hiçbir şekilde karşı koyamaz, kendinizden başka) hiç kimseye zarar veremezsiniz…” (Hud: 11/57) Hicri 1444 yılındayız. Hicri takvimin başlangıcı olan hicretin tüm insanlığa verdiği mesajlardan biri de “kimsenin vazgeçilmez olmadığı” gerçeğidir. Vazgeçilmez değilsiniz! Size verilen değerin farkında olmaz, nimetlere nankörlük ederseniz  o nimetler elinizden kayar gider. “Ne gök ağladı onlara ne de yer…”(44/29) Tarih sayfaları bunun örnekleriyle doludur. İsrailoğulları kendilerini “Allah’ın sevgili çocukları” olarak görüp şımarıklığa yeltendikleri ve kendilerini vazgeçilmez gördükleri anda “zillete düştüler, alçaklık damgasını”(3/112) yediler. Ellerindeki nimeti kaybettiler. İzzetli iken zilletli oldular. Fil ordusuyla Kâbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe ve ordusu, “yenik ekin yaprağına” dönüşerek yıkılmıştır. Kâbe hizmeti gördükleri için kendilerini “Allah katında değerli” görüp Allah’ın “Elçisini ve gönderdiği Nur’u” söndürmek isteyenler sönüp gittiler… Kıyamete dek hep sönüp gidecekler… “Kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.”(9/32) Hicretten on beş asır sonra bugün geldiğimiz noktada “her mümin kendi hicretini sorgulamalı, yolunu, yolculuğunu, İman gemisinin hangi limana demir attığını” kontrol etmelidir. Hicretimiz nereye? Hayat yolculuğumuzu, değer ölçülerimizi, olmazsa olmazlarımızı, Kırmızıçizgilerimizi neye göre ayarlamaktayız? “Gerçek muhacir, Allah’ın yasakladığı şeyleri terk edendir” Peygamber tanımının neresinde duruyoruz? Anlaşılan odur ki, hicri yeni bir yıla girerken hayatın derin bir Muhasebesini yapmalı, ilahi çizginin yani sıratı müstekimin dışına çıkıp çıkmadığımızı kontrol etmeliyiz. Zira “fikri bozulunca insanın zikri bozuldu.” Dilin bağı çözüldü edep nedir belemez oldu. Şeytan çarkları arasına sıkışan insan Hak ve hakikati göremez oldu. Vicdan köreldi terazi/mizan bozuldu…  Yeni yılda bozulan yerlerimizi tamir etmeye, manevi hicrete ihtiyacımız var. “Rağbetiniz/hicretiniz Rabbinize olsun!”(94/8) Hicri yılınızı ve Muharrem ayınızı tebrik ediyor, selamlarımı iletiyorum. Allah’a emanet olun…
Ekleme Tarihi: 31 Temmuz 2022 -Pazar

HİCRETİNİZ NEREYE?

“(Hud dedi ki:)

Eğer yüz çevirirseniz (sonucuna da katlanırsınız.)

Zira ben bildirmem gereken her şeyi size tebliğ ettim.

Rabbim (dilerse) sizin yerinize (bu dine sahip çıkacak)

başka bir toplum getirir de (Ona hiçbir şekilde karşı koyamaz,

kendinizden başka) hiç kimseye zarar veremezsiniz…”

(Hud: 11/57)

Hicri 1444 yılındayız.

Hicri takvimin başlangıcı olan hicretin tüm insanlığa verdiği

mesajlardan biri de “kimsenin vazgeçilmez olmadığı” gerçeğidir.

Vazgeçilmez değilsiniz!

Size verilen değerin farkında olmaz, nimetlere nankörlük

ederseniz  o nimetler elinizden kayar gider.

Ne gök ağladı onlara ne de yer…”(44/29)

Tarih sayfaları bunun örnekleriyle doludur.

İsrailoğulları kendilerini “Allah’ın sevgili çocukları” olarak görüp

şımarıklığa yeltendikleri ve kendilerini vazgeçilmez gördükleri anda

“zillete düştüler, alçaklık damgasını”(3/112) yediler.

Ellerindeki nimeti kaybettiler.

İzzetli iken zilletli oldular.

Fil ordusuyla Kâbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe ve ordusu,

“yenik ekin yaprağına” dönüşerek yıkılmıştır.

Kâbe hizmeti gördükleri için kendilerini “Allah katında değerli”

görüp Allah’ın “Elçisini ve gönderdiği Nur’u” söndürmek

isteyenler sönüp gittiler…

Kıyamete dek hep sönüp gidecekler…

“Kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.”(9/32)

Hicretten on beş asır sonra bugün geldiğimiz noktada

“her mümin kendi hicretini sorgulamalı, yolunu, yolculuğunu,

İman gemisinin hangi limana demir attığını” kontrol etmelidir.

Hicretimiz nereye?

Hayat yolculuğumuzu, değer ölçülerimizi, olmazsa olmazlarımızı,

Kırmızıçizgilerimizi neye göre ayarlamaktayız?

“Gerçek muhacir, Allah’ın yasakladığı şeyleri terk edendir”

Peygamber tanımının neresinde duruyoruz?

Anlaşılan odur ki, hicri yeni bir yıla girerken hayatın derin bir

Muhasebesini yapmalı, ilahi çizginin yani sıratı müstekimin dışına

çıkıp çıkmadığımızı kontrol etmeliyiz.

Zira “fikri bozulunca insanın zikri bozuldu.”

Dilin bağı çözüldü edep nedir belemez oldu. Şeytan çarkları

arasına sıkışan insan Hak ve hakikati göremez oldu.

Vicdan köreldi terazi/mizan bozuldu… 

Yeni yılda bozulan yerlerimizi tamir etmeye, manevi hicrete

ihtiyacımız var.

“Rağbetiniz/hicretiniz Rabbinize olsun!”(94/8)

Hicri yılınızı ve Muharrem ayınızı tebrik ediyor, selamlarımı

iletiyorum. Allah’a emanet olun…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberguven.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.