Hamidiye bölgesinde hizmete sunulan bölge hastanemiz kurulduğundan bu yana hizmet, içerik, personel ve teçhizat konularından daha çok, kurulduğu yer, isim ve çevrede yapılacak taşımacılık, konut Goldenbahis ve hizmete yönelik meseleler gündeme taşındı. Hala da konuşulan konular var.
Kaçkar Devlet Hastanemiz her geçen gün büyüyüp gelişiyor. Hizmet alanı da o oranda Rize ili dışına kadar taşıyor. Örneğin Arhavi ve Hopa’dan da hastalar tedavi amacıyla Kaçkar Devlet Hastanesi’ne geliyorlar. Hasta sayısı gün geçtikçe artıyor. Az da olsa teknik alet ve edevatın olmamasına rağmen hekim yönünden her geçen gün donanımlı bir hale gelmeye devam ediyor.
Değerli okuyucularım bildiğiniz gibi önce tedavi amacıyla altı gün, daha sona ise ameliyat için dört gün Kaçkar Devlet Hastanesi’nde yattım. Bu süre içinde bir yandan tedavim olurken, diğer yandan hastanemizin hizmetlerini, hekimlerini, çalışanlarını yakından tanıma imkânına kavuşmuş oldum. Az da olsa ne gibi sorunlar yaşandığını da bu esnada tespite çalıştım. Hastanemiz Pazar, Ardeşen, Fındıklı, Hemşin, Ç.Hemşin, kısmen Çayeli ve il dışından, Arhavi ve Hopa’ya kadar hizmet veriyor.
Görüldüğü gibi büyük bir kesime hitap eden bu güzide yerimizin fiziksel olarak çok az eksiklikleri bulunuyor. Bu ise yeni kurulmuş bir kurum için gayet normaldir. Uzman doktor sayısı her branşta hemen hemen tamam gibi. Olmazsa olmaz dedikleri branşlar eksiksiz hizmet veriyor. Hastanemizin başhekimi tanıdık bir sima. Pazar Devlet Hastanesi’nde aynı görevi yapan Genel Cerrah Ali Bey Kaçkar Devlet Hastanemizde de aynı görevi üstlenmiş ve başarı ile sürdürüyor.
Aynı dalda iki genel cerrah daha var. Köksal Bey ile Ahmet Bey. Benim hastalığım daha çok genel cerrahlarla ilgili olduğu için öncelikle bu daldan biraz bahetmek istiyorum. Hastanemizde modern bir ameliyathane var. Uzman üç hekim her gün ameliyat yapıyor. Bunlara bir de üroloji, kardiyoloji, kadın doğum, ortopedi ve beyin cerrahı, diş ve göz hekimleri ve diğer bölümleri de eklediğinizde işin ne kadar ehemmiyetli olduğu ortaya çıkıyor.
Bir de mütevazı kişiliğe sahip olduğunu gördüğüm anestezi uzmanı var ki günlerinin büyük bir kısmı insanları bayıltıp ayıltmakla geçiyor. Kendisini kutluyorum. Size bir örnek vermek istiyorum. Gece saat 24.00. O saatte koridorlarda bir ses duydum dışarı çıktım. O anda apandisi patlayan bir hasta geldiğini gördüm. Hasta Hopa’dan geliyordu. Nöbetçi hekim Köksal Bey hemen müdahale etti. Ameliyatı başarı ile gerçekleştirip genci sağlığına kavuşturdu. Bu ve buna benzer vakalar hastane koridorlarında ve odalarında bitmez.
Genelde bölgemizde en fazla hastalar genel cerrahlara düşer. Mesela bir genel cerrah günde en az 50 hastaya bakıyor. Hekimlerin söylediğine göre bu sayı oldukça fazla. Bu da gösteriyor ki genel cerrah doktoruna ihtiyaç vardır. Üç genel cerrahtan Ali Bey’in Başhekim olduğunu düşündüğümüzde bu doktorumuzun bir yandan İdari meselelere, diğer yandan ise ameliyat ve viziteye çıkmasının ne denli zor olduğu ortadadır. Bu dalda bir hekim haftada en az beş veya altı ameliyat gerçekleştiriyor. Bir yandan da gece nöbetlerine çıkıyor. Şimdi bir hekim hem poliklinik, hem ameliyat bir de gece nöbeti zaten üç gün kayboldu gitti. Dinlenmeye bile fırsatları olmayan ve bu yoğun tempoya rağmen kazasız belasız hem vizite hem de ameliyatları yapan hekimlerimizi tebrik ediyorum.
Diğer servisleri gezerek hastalarla sohbet ettim. Üroloji uzmanı Suat beyin boş zamanı hiç yok. Tek başına o bölümü sırtlamış durumda. Ortopedi bölümü hastaları da kendi doktorlarından son derece memnun, kardiyoloji, beyin cerrahı hekimleri çok sevilen kişiler. Kadın doğum uzmanı ise nefes bile alamıyor. Her dakika doğum sezaryenleri, ameliyatlardan dinlenmeye zamanı yok. Dâhiliye, çocuk ve psikiyatri poliklinik hizmetleri de başarılı hekimlerimiz tarafından eksiksiz şekilde yapılıyor. Hastanemizde görevli hemşireler, hizmetliler, hastanemizin daha da gelişmesi ve hastalarımızın hijyenik ortamda sağlıklarına kavuşması için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar.
Hastanemizin her geçen gün hasta sayısı artıyor. O yüzden ilgililerin eksik olan hekimlerin temini için gayret göstermeleri gerekiyor. Hastaların kaldıkları odalar çok güzel tek kişilik ve çok az sayıda iki kişilik yataklar var. Her odada televizyon var. Duşlar ve lavabolar tertemiz. Yataklar da hakeza öyle.
Sahil yoluna yakın olması ve hastanenin ses geçirme yönünden mantolaşmasının yeterli olmadığını düşünüyorum. Hemen yanında bulunan fabrikaların da bu yerde sıkıntılara sebebiyet verdiğini gördüm. Odalarda mevcut televizyonlarda çocuklar ve büyükler için izlenecek kanallar var. Şahsen küçük bir ayrıntı da olsa bu kanallara dini ve manevi yayın yapan Dost, Mehtap, Semerkant ve Hilal TV’lerin de eklenmesinin iyi olacağını düşünüyorum. Hastanenin içinde mutlaka bir kantin veya kafeteryanın olmasının da gerektiğini gördüm. Sanıyorum yeniden bir yapılanmaya gidildiği için dışarıda kurulu bulunan kantin ve kafeler yasalara ve hijyene tam uyamamışlar.
Değerli okuyucularım, hastane odalarından şifa bekleyen hastalarımızın dert ve sıkıntılarını ortadan kaldırmak için özveri ile çalışan bu hekimlerimize lütfen gereken hassasiyeti gösterelim. Hastalarımız ve hasta yakınlarımız bu konulara dikkat ettiklerinde inanıyorum ki hekimlerimiz bir o kadar daha şevk ve heyecanla çalışacaklardır. Gündüz ve gecesi fark etmeyen hastaların his ve heyecanlarını sizlere aktaramadım. Beni muayene edip ameliyatımı gerçekleştiren iki gün içinde de sıhhatime kavuşturan Allah’ın Şafi sıfatının yeryüzündeki şifacısı Ahmet Akbaş beyefendiye hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Hasta yatağımda ziyaretime gelen hekimler, Suat Bey, Köksal bey Ali bey, Meftun beye ve diğerlerine, bölüm hemşerilerine, Pazarlı, Ardeşenli özellikle Adanalı hemşeriye de teşekkür ediyorum. Basın mensubu arkadaşlarıma, çalışmalarında başarılar diliyorum. Ziyaretime gelen ve telefonla geçmiş olsun diyenlerden Allah ebediyen razı olsun. Benimle beraber yatan ve hala hastanede şifa bekleyen tüm hasta kardeşlerime Allah(cc)’dan acil şifalar diliyorum. Sağlıkla kalın.