esenyurt escort Adana Escort Adana Çukurova Escort Adana Seyhan Escort Ankara Escort Ankara Çankaya Escort Ankara Keçiören Escort Ankara Haymana Escort Ankara Etimesgut Escort Ankara Polatlı Escort Ankara Pursaklar Escort Ankara Sincan Escort Ankara Mamak Escort Antalya Escort Antalya Muratpaşa Escort Antalya Kumluca Escort Antalya Konyaaltı Escort Antalya Manavgat Escort Antalya Kemer Escort Antalya Alanya Escort Antalya Kaş Escort Bursa Escort Eskişehir Escort Gaziantep Escort Gaziantep Şehitkamil Escort Gaziantep Nizip Escort Gaziantep Şahinbey Escort İstanbul Escort İstanbul Üsküdar Escort İstanbul Başakşehir Escort İstanbul Şerifali Escort İstanbul Fulya Escort İstanbul Beylikdüzü Escort İstanbul Mecidiyeköy Escort İstanbul Kurtköy Escort İstanbul Merter Escort İstanbul Pendik Escort İstanbul Esenyurt Escort İstanbul Kartal Escort İstanbul Şişli Escort İstanbul Beyoğlu Escort İstanbul Sarıyer Escort İstanbul Sancaktepe Escort İstanbul Ümraniye Escort İstanbul Çekmeköy Escort İstanbul Beşiktaş Escort İstanbul Kayaşehir Escort İstanbul Esenler Escort İstanbul Büyükçekmece Escort İstanbul Fatih Escort İstanbul Bahçelievler Escort İstanbul Çatalca Escort İstanbul Eyüpsultan Escort İstanbul Tuzla Escort İstanbul Sultanbeyli Escort İstanbul Kadıköy Escort İstanbul Beykoz Escort İstanbul Avcılar Escort İstanbul Küçükçekmece Escort İstanbul Bağcılar Escort İstanbul Bakırköy Escort İstanbul Zeytinburnu Escort İstanbul Kağıthane Escort İstanbul Maltepe Escort İstanbul Güngören Escort İstanbul Nişantaşı Escort İstanbul Bayrampaşa Escort İstanbul Ataşehir Escort İzmir Escort İzmir Buca Escort İzmir Bayraklı Escort İzmir Gaziemir Escort İzmir Bergama Escort İzmir Balçova Escort İzmir Çiğli Escort İzmir Bornova Escort İzmir Çeşme Escort İzmir Urla Escort İzmir Konak Escort İzmir Karşıyaka Escort Kayseri Escort Kocaeli Escort Kocaeli Gebze Escort Kocaeli İzmit Escort Malatya Escort Manisa Escort Mersin Escort Mersin Mezitli Escort Mersin Akdeniz Escort Mersin Silifke Escort Mersin Anamur Escort Mersin Yenişehir Escort Mersin Erdemli Escort Muğla Escort Muğla Fethiye Escort Muğla Dalaman Escort Muğla Milas Escort Muğla Marmaris Escort Muğla Datça Escort Muğla Bodrum Escort Samsun Escort Samsun İlkadım Escort Samsun Atakum Escort Adıyaman Escort Afyonkarahisar Escort Ağrı Escort Aksaray Escort Amasya Escort Ardahan Escort Artvin Escort Aydın Escort Balıkesir Escort Bartın Escort Batman Escort Bayburt Escort Bilecik Escort Bingöl Escort Bitlis Escort Bolu Escort Burdur Escort Çanakkale Escort Çankırı Escort Çorum Escort Denizli Escort Diyarbakır Escort Düzce Escort Edirne Escort Elazığ Escort Erzincan Escort Erzurum Escort Giresun Escort Gümüşhane Escort Hakkari Escort Hatay Escort Iğdır Escort Isparta Escort Kahramanmaraş Escort Karabük Escort Karaman Escort Kars Escort Kastamonu Escort Kırıkkale Escort Kırklareli Escort Kırşehir Escort Kilis Escort Konya Escort Kütahya Escort Mardin Escort Muş Escort Nevşehir Escort Niğde Escort Ordu Escort Osmaniye Escort Rize Escort Sakarya Escort Siirt Escort Sinop Escort Sivas Escort Şanlıurfa Escort Şırnak Escort Tekirdağ Escort Tokat Escort Trabzon Escort Tunceli Escort Uşak Escort Van Escort Yalova Escort Yozgat Escort Zonguldak Escort

Tuzla yeni escort bayanlar Alanya yeni escort bayanlar Kayseri yeni escort bayanlar Antalya yeni escort bayanlar Diyarbakır yeni escort bayanlar Anadolu yakası yeni escort bayanlar Adana yeni escort bayanlar Ataşehir yeni escort bayanlar Şirinevler yeni escort bayanlar Beylikdüzü yeni escort bayanlar Halkalı yeni escort bayanlar Maltepe yeni escort bayanlar Ümraniye yeni escort bayanlar Samsun yeni escort bayanlar Avcılar yeni escort bayanlar Pendik yeni escort bayanlar Beylikdüzü yeni escort bayanlar Maltepe yeni escort bayanlar Ümraniye yeni escort bayanlar Mersin yeni escort bayanlar Avrupa yakası yeni escort bayanlar Kocaeli yeni escort bayanlar Bodrum yeni escort bayanlar Bakırköy yeni escort bayanlar Kadıköy yeni escort bayanlar İzmir yeni escort bayanlar bayan Beşiktaş yeni escort bayanlar Eskişehir yeni escort bayanlar Bursa yeni escort bayanlar Şişli yeni escort bayanlar Şişli escort bayan yeni escort bayanlar İzmir Gaziantep yeni escort bayanlar Ankara yeni escort bayanlar Denizli yeni escort bayanlar Samsun escort kızlar Malatya yeni escort bayanlar İzmir yeni escort bayanlars Samsun yeni escort bayanlar

wife stretched by bbc Hot MILF tifucking her huge boobs Hot asian babe Mia Lelani with magic feet giving a foot fetish

İzmit escort

İşte Kılıçdaroğlu'nun Halka Saygısı (!)

Siyaset (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 21.06.2011 - 09:30, Güncelleme: 21.06.2011 - 09:30 3362+ kez okundu.
 

İşte Kılıçdaroğlu'nun Halka Saygısı (!)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıç-daroğlu'nun partisinin Merkez Yönetim Kurulu toplantısında dile getirdiği seçim değerlendirmesi dün Ankara'da şok etkisi yaptı.
Akşam gazetesinin haberine göre Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin aldığı yüzde 50'lik oyu, 38 yıl önce Stockholm'de yaşanan tuhaf soygun olayıyla açıkladı. Rehinelerin 'bizi kurtarmayın' diye polise direnmesini seçime örnek gösterdi. AK Parti'ye oy verenleri, 'mağdurun, kendisine zulmedene hayranlık duyması' anlamına gelen ve 'Stockholm sendromu' olarak adlandırılan psikolojik rahatsızlık içinde olmakla itham etti. Bu sözler, iktidar partisini ayağa kaldırdı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, tanımlamanın milli iradeye saygısızlık olduğunu kaydetti. AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, "Eskiden bidon kafalı diyorlardı, şimdi bu... Vatandaşın iradesine saygı duymak lazım. Profesörün oyuyla çobanın oyu arasında fark yok." dedi. CHP liderine, kendi partisi içinden de sert tepki geldi. Eski genel başkan yardımcılarından İnal Batu, benzetmeyi 'hüzün ve acı veren bir bütün içinde söylenmiş gereksiz bir söz' olarak değerlendirdi. Eski İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu, "Partinin yapması gereken, bu süreci böyle kesip atmak değildir. CHP kendi realitesiyle yüz yüze gelmeli." uyarısında bulundu. Eski İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek ise şikâyetçi kesimin zaten CHP'ye oy verdiğini hatırlattı ve ekledi: "Yüzde 50 gidip AKP'ye oy veriyorsa demek ki bir şikâyeti yok ve sendrom da yaşamıyor." CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, söz konusu ifadeleri, geçen haftaki Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında kullandığı öne sürüldü. Bakan Nihat Ergün, "AK Parti'ye oy veren seçmenler, halkın yüzde 50'si. Bunlar, halk iradesine, millet iradesine saygının ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor." değerlendirmesini yaptı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın yorumu, ''Milletten kopmuş, milletin değerlerine yabancı insanlar, yüzde 50'nin AK Parti'ye oy vermesi karşısında hâlâ çatlıyorlar.'' şeklinde oldu. ''Bu millet zaten böyledir, ne kadar dayak yerse o kadar AK Parti'ye koşar.'' denildiğini söyleyen Arınç, ''Bu, millete hakaret değil midir?'' diye sordu. AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, "Türkiye'de Stockholm sendromu yok, anamuhalefet sendromu var." yorumunu yaptı. Elitaş, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının 'demokrasiyi içine sindiremediği' anlamına geldiğini savundu. Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin "kronikleşmiş bir sendromun dışa vurumu'' olduğunu ifade eden bir diğer AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ, ''Esasında Kılıçdaroğlu, CHP sendromu dese daha iyi olurdu. CHP adına değerlendirmelerde sürekli vatandaş suçlanıyor. Milletin mesajını anlamıyorlar." eleştirisini yöneltti. TBMM'nin yeni üyelerinden AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner ise bu sendromun, aslında 'Dersimli' Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Dersim katliamını yapan' CHP'nin başında olmasıyla hayat bulduğunu ileri sürdü. Kılıçdaroğlu'na AK Parti dışından da tepki geldi. DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, "Kullanılan ifade gerçekten çok ağır. Siyasi olarak da, bilimsel olarak da benim değerlendiremeyeceğim kadar ağır ifadeler bunlar." dedi. Eski DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de, "Kemal Bey iyi niyetli bir insan. Dilinin sürçtüğünü, söylemek istemediği bir şeyi söylediğini düşünüyorum. Çünkü bizim halkımız daima doğruları yapar. Siyasetçiler, halkı anlamaya çalışmalı." şeklinde görüş bildirdi. KILIÇDAROĞLU: AKP'YE OY VEREN HERKESİ KASTETMEDİM Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlu, bir değişim programı kapsamında Ankara'da Vegabet bulunan Amerikan ve Ermeni gazetecileri parti genel merkezinde kabulünde sözlerine açıklık getirdi: "Ben 'AKP'ye oy vermiş herkes Stockholm sendromuna tutulmuş' diye bir ifade kullanmadım. Hiçbir yerde söylemedim. Ama Stockholm sendromu da bir gerçek. Siyasette koşullar olgunlaşırsa böyle bir sendrom oluşabilir. Ama belirli bir partiye oy veren herkes o sendroma tutulmuş demek yanlış." STOCKHOLM SENDROMU NEDİR? Rehinenin kendisini rehin alan kişiye duygusal anlamda bağlanması olarak özetlenebilecek psikolojik durumu anlatan bir kavram. Söz konusu psikolojik rahatsızlığa bu ismin verilmesinin sebebi ise 1973 yılında Stockholm'un Normalmstorg semtinde yaşanan Kreditbanken soygunu girişimine dayanıyor. Jan Erik Olsson isimli soyguncu, üç banka memuresini rehin alır. Polisle pazarlıklar 6 gün sürer. Sonunda, polis operasyon yaptığında beklenmedik bir durumla karşılaşılır. Rehineler, kurtarılmaya aktif biçimde direnir ama kurtarılırlar. Sonrasında rehineler, mahkemede soyguncu aleyhine ifade vermekten kaçınır. Dahası, aralarında para toplayıp soyguncuların savunmasına yardımcı olur. Bu süre zarfında rehineler, soygunculara duygusal bir yakınlık hissetmeye başlamıştır. İddiaya göre rehinelerden biri nişanlısını terk ederek Olsson'un hapisten çıkmasını bile bekler. Bu soygun girişimi sırasında polise yardımcı olan kriminolojist ve psikiyatrist Nils Bejerot, rehinelerin bu psikolojisini, 'Stockholm sendromu' olarak kavramsallaştırdı. 'Celladına âşık olmak' diye de tabir edilen bu kavram, kendisine işkence eden veya kötü muamelede bulunan insanlara duygusal olarak yakınlaşma içeren her durum için kullanılmaya başlandı. 'SEBÜKMAĞZAN'DAN 'STOCKHOLM SENDROMU'NA HALKI AŞAĞILAMANIN TARİHÇESİ Millet iradesine yönelik bu tür hakaretler ilk değil. İttihat ve Terakki'den bu yana, hakim ideolojinin halka reva gördüğü birtakım kavramlar ya da söylemler vardı. İttihatçılar, kendi değişim programlarına karşı olan kitleye, 'akılsız' anlamına gelen 'sebükmağzan' diye hitap ediyordu. Bu bakış açısı, Cumhuriyet'in ilk yıllarında da değişmedi. Tek parti iktidarının CHP Sinop Milletvekili Cevdet Kerim İncedayı'nın, 1946 seçimleri öncesi sarf ettiği, "Jandarma tedbirleri almazsak, cahil halk reylerini Haso'ya, Memo'ya verir. TBMM'ye Haso'ların, Memo'ların dolmasına sizin vicdanınız razı olur mu?" şeklindeki sözler, yakın siyasi tarihe mal olmuş cümlelerden. Dönemin CHP Genel Başkanı İsmet İnönü de 1950 seçimleri öncesinde, "Bizden sonra demokrasinin geleceğini tehlikede görmemeye imkân yoktur. Halkın bu düzeyi umut kırıcıdır. Köylümüz hâlâ nelere inanıyor?" demişti. 2002 sonrası seçimlerde de 'göbeğini kaşıyan adam', 'bidon kafalı', 'koyunlar' gibi hakaretler kullanıldı. "Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir olur mu?" cümlesi de bunlardan biriydi. Son olarak 12 Haziran seçimleri öncesi sanatçı Müjdat Gezen, "AK Parti'nin oyları anketlere göre yüzde 50 görünüyor." denilince, "Niye az çıkıyor öyle? Daha fazla çıkması lazım. Aziz Nesin'in hesabına göre yüzde 60 çıkması gerekirdi." sözleriyle dolaylı olarak halka 'aptal' demişti. Seçimlerin ardından da MHP Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel, AK Parti'ye oy verenleri 'cahil-cühela' olarak nitelemişti. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Tansel Çölaşan, geçen yıl yapılan anayasa değişikliği referandumunda 'evet' diyen yüzde 58 için, "O oylar bilinçli ise ne âlâ. Bilinçli olmayan yani yüzde 42'lik dilimin dışında olan oylar bana göre, gaflet, dalalet ve ihanet içindedirler." diye hakaret etmişti. 12 Haziran seçimleri sonrası da halkı, 'başına getirilenlerin bilincinde' olmamakla suçlamıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıç-daroğlu'nun partisinin Merkez Yönetim Kurulu toplantısında dile getirdiği seçim değerlendirmesi dün Ankara'da şok etkisi yaptı.

Akşam gazetesinin haberine göre Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin aldığı yüzde 50'lik oyu, 38 yıl önce Stockholm'de yaşanan tuhaf soygun olayıyla açıkladı. Rehinelerin 'bizi kurtarmayın' diye polise direnmesini seçime örnek gösterdi.

AK Parti'ye oy verenleri, 'mağdurun, kendisine zulmedene hayranlık duyması' anlamına gelen ve 'Stockholm sendromu' olarak adlandırılan psikolojik rahatsızlık içinde olmakla itham etti.

Bu sözler, iktidar partisini ayağa kaldırdı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, tanımlamanın milli iradeye saygısızlık olduğunu kaydetti. AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, "Eskiden bidon kafalı diyorlardı, şimdi bu... Vatandaşın iradesine saygı duymak lazım. Profesörün oyuyla çobanın oyu arasında fark yok." dedi.

CHP liderine, kendi partisi içinden de sert tepki geldi. Eski genel başkan yardımcılarından İnal Batu, benzetmeyi 'hüzün ve acı veren bir bütün içinde söylenmiş gereksiz bir söz' olarak değerlendirdi.

Eski İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu, "Partinin yapması gereken, bu süreci böyle kesip atmak değildir. CHP kendi realitesiyle yüz yüze gelmeli." uyarısında bulundu. Eski İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek ise şikâyetçi kesimin zaten CHP'ye oy verdiğini hatırlattı ve ekledi: "Yüzde 50 gidip AKP'ye oy veriyorsa demek ki bir şikâyeti yok ve sendrom da yaşamıyor."

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, söz konusu ifadeleri, geçen haftaki Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında kullandığı öne sürüldü. Bakan Nihat Ergün, "AK Parti'ye oy veren seçmenler, halkın yüzde 50'si. Bunlar, halk iradesine, millet iradesine saygının ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor." değerlendirmesini yaptı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın yorumu, ''Milletten kopmuş, milletin değerlerine yabancı insanlar, yüzde 50'nin AK Parti'ye oy vermesi karşısında hâlâ çatlıyorlar.'' şeklinde oldu. ''Bu millet zaten böyledir, ne kadar dayak yerse o kadar AK Parti'ye koşar.'' denildiğini söyleyen Arınç, ''Bu, millete hakaret değil midir?'' diye sordu.

AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, "Türkiye'de Stockholm sendromu yok, anamuhalefet sendromu var." yorumunu yaptı. Elitaş, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının 'demokrasiyi içine sindiremediği' anlamına geldiğini savundu. Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin "kronikleşmiş bir sendromun dışa vurumu'' olduğunu ifade eden bir diğer AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ, ''Esasında Kılıçdaroğlu, CHP sendromu dese daha iyi olurdu. CHP adına değerlendirmelerde sürekli vatandaş suçlanıyor. Milletin mesajını anlamıyorlar." eleştirisini yöneltti. TBMM'nin yeni üyelerinden AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner ise bu sendromun, aslında 'Dersimli' Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Dersim katliamını yapan' CHP'nin başında olmasıyla hayat bulduğunu ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu'na AK Parti dışından da tepki geldi. DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, "Kullanılan ifade gerçekten çok ağır. Siyasi olarak da, bilimsel olarak da benim değerlendiremeyeceğim kadar ağır ifadeler bunlar." dedi. Eski DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de, "Kemal Bey iyi niyetli bir insan. Dilinin sürçtüğünü, söylemek istemediği bir şeyi söylediğini düşünüyorum. Çünkü bizim halkımız daima doğruları yapar. Siyasetçiler, halkı anlamaya çalışmalı." şeklinde görüş bildirdi.

KILIÇDAROĞLU: AKP'YE OY VEREN HERKESİ KASTETMEDİM

Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlu, bir değişim programı kapsamında Ankara'da Vegabet bulunan Amerikan ve Ermeni gazetecileri parti genel merkezinde kabulünde sözlerine açıklık getirdi: "Ben 'AKP'ye oy vermiş herkes Stockholm sendromuna tutulmuş' diye bir ifade kullanmadım. Hiçbir yerde söylemedim. Ama Stockholm sendromu da bir gerçek. Siyasette koşullar olgunlaşırsa böyle bir sendrom oluşabilir. Ama belirli bir partiye oy veren herkes o sendroma tutulmuş demek yanlış."

STOCKHOLM SENDROMU NEDİR?

Rehinenin kendisini rehin alan kişiye duygusal anlamda bağlanması olarak özetlenebilecek psikolojik durumu anlatan bir kavram. Söz konusu psikolojik rahatsızlığa bu ismin verilmesinin sebebi ise 1973 yılında Stockholm'un Normalmstorg semtinde yaşanan Kreditbanken soygunu girişimine dayanıyor. Jan Erik Olsson isimli soyguncu, üç banka memuresini rehin alır. Polisle pazarlıklar 6 gün sürer. Sonunda, polis operasyon yaptığında beklenmedik bir durumla karşılaşılır. Rehineler, kurtarılmaya aktif biçimde direnir ama kurtarılırlar. Sonrasında rehineler, mahkemede soyguncu aleyhine ifade vermekten kaçınır. Dahası, aralarında para toplayıp soyguncuların savunmasına yardımcı olur.

Bu süre zarfında rehineler, soygunculara duygusal bir yakınlık hissetmeye başlamıştır. İddiaya göre rehinelerden biri nişanlısını terk ederek Olsson'un hapisten çıkmasını bile bekler. Bu soygun girişimi sırasında polise yardımcı olan kriminolojist ve psikiyatrist Nils Bejerot, rehinelerin bu psikolojisini, 'Stockholm sendromu' olarak kavramsallaştırdı. 'Celladına âşık olmak' diye de tabir edilen bu kavram, kendisine işkence eden veya kötü muamelede bulunan insanlara duygusal olarak yakınlaşma içeren her durum için kullanılmaya başlandı.

'SEBÜKMAĞZAN'DAN 'STOCKHOLM SENDROMU'NA HALKI AŞAĞILAMANIN TARİHÇESİ

Millet iradesine yönelik bu tür hakaretler ilk değil. İttihat ve Terakki'den bu yana, hakim ideolojinin halka reva gördüğü birtakım kavramlar ya da söylemler vardı. İttihatçılar, kendi değişim programlarına karşı olan kitleye, 'akılsız' anlamına gelen 'sebükmağzan' diye hitap ediyordu. Bu bakış açısı, Cumhuriyet'in ilk yıllarında da değişmedi. Tek parti iktidarının CHP Sinop Milletvekili Cevdet Kerim İncedayı'nın, 1946 seçimleri öncesi sarf ettiği, "Jandarma tedbirleri almazsak, cahil halk reylerini Haso'ya, Memo'ya verir. TBMM'ye Haso'ların, Memo'ların dolmasına sizin vicdanınız razı olur mu?" şeklindeki sözler, yakın siyasi tarihe mal olmuş cümlelerden. Dönemin CHP Genel Başkanı İsmet İnönü de 1950 seçimleri öncesinde, "Bizden sonra demokrasinin geleceğini tehlikede görmemeye imkân yoktur. Halkın bu düzeyi umut kırıcıdır. Köylümüz hâlâ nelere inanıyor?" demişti. 2002 sonrası seçimlerde de 'göbeğini kaşıyan adam', 'bidon kafalı', 'koyunlar' gibi hakaretler kullanıldı.

"Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir olur mu?" cümlesi de bunlardan biriydi. Son olarak 12 Haziran seçimleri öncesi sanatçı Müjdat Gezen, "AK Parti'nin oyları anketlere göre yüzde 50 görünüyor." denilince, "Niye az çıkıyor öyle? Daha fazla çıkması lazım. Aziz Nesin'in hesabına göre yüzde 60 çıkması gerekirdi." sözleriyle dolaylı olarak halka 'aptal' demişti. Seçimlerin ardından da MHP Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel, AK Parti'ye oy verenleri 'cahil-cühela' olarak nitelemişti. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Tansel Çölaşan, geçen yıl yapılan anayasa değişikliği referandumunda 'evet' diyen yüzde 58 için, "O oylar bilinçli ise ne âlâ. Bilinçli olmayan yani yüzde 42'lik dilimin dışında olan oylar bana göre, gaflet, dalalet ve ihanet içindedirler." diye hakaret etmişti. 12 Haziran seçimleri sonrası da halkı, 'başına getirilenlerin bilincinde' olmamakla suçlamıştı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberguven.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort