Mustafa Babal: Derelerimizde Dik Duvar İstemiyoruz

Dere ıslah çalışmaları ile ilgili bir değerlendirmede bulunan Babal, “Köyümün bulunduğu Pazar Melyatderesi’nde de ıslah adı altında sağlı sollu duvarlar inşa edilmeye başlamıştı, duyarlı muhtarlarımız, insanlarımız, köylülerimiz birlikte hareket ederek bunu engelledik, ancak bu defa deremizin başında yine bir miktar dik duvarlar inşa edildi. Bu husustaki çağrılarımızı dinleyen DSİ görevlilerine, ilgililere teşekkürü borç biliriz.” ifadelerini kullandı.

Babal, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

“Zarar veren dere taşkınlarının (feyezan) çoğu, taşkın suyunun enerjisini kıracak doğal enerji kırıcıların yok oluşundan kaynaklanıyor. Doğal enerji kırıcıları, derelerde gördüğümüz irili ufaklı taşlar- kayalar, derenin beğenilmeyen doğal yapısı ve şeklidir. Konunun daha net anlaşılması bakımından, hareket halindeki suyun ciddi bir enerjisi vardır. Hareket halindeki su, bulunduğu kottan denize inene kadar bu enerjisinin kırılması soğurulması gerekir.

Doğal yapısındaki derelerde enerji kırıcıları da doğal olarak oluşmuştur, milyonlarca yıldır oluşan derelerimiz, doğal taşlarıyla, kıvrımlarıyla, menderesleri ile dönüşleri ile ciddi bir enerji kırıcı silsilesini oluşturmaktadır. Aslında en uygun ve en doğru enerji kırıcı bu şekilde oluşan doğal yapılardır.

Son zamanlarda dere kenarlarında yapılan dik duvarlar, enerji kırıcı pürüzlülük katsayısını ciddi şekilde düşürmektedir, suyun enerjisi neredeyse hiç kırılmadan yoluna devam etmektedir. Enerjisi kırılmadığı için hızı artmaktadır, taşkın debisi bu hızla gittiğinde dere havzalarında önüne kattığı her şeyi yıkmakta yok etmektedir. Kaldı ki inşa edilen duvarları bile yıkmaktadır. Onun için, taşkın (feyezan) debisi muhtemel olan derelerde, mutlak surette dere kenarlarında sadece sorunun yaşandığı noktalarda bir mühendislik çözümünün geliştirilmesi gerekmektedir.  Oysa bugün derelerimizin kenarları sağlı sollu dik beton duvarlar, adeta tip projeler uygulanmaktadır. Bu tip projelerin derenin taşkın etkisi pozitif değil maalesef negatif olmaktadır.

Çözüm için, taşkın debilerinin vereceği zararları en aza indirmek için, derenin sağlı sollu iki yanında dik duvarlar inşa etme yerine sadece sorun olan yerlere, dik olmayan doğal taşlardan yatık işlevli istifçi taşla yapılmalıdır, oldubittiye getirilmemelidir! Daha da önemlisi taşkın debilerinin akış havzası- alanı asla imara açılmamalı, yaşam alanı ilan edilmemeli, konut inşa edilmemelidir. Sadece spor, park ve rekreasyon alanları oluşturulabilir, bunların dışındaki bütün yapılar risk altında kalacaktır.

Karadeniz derelerinin ıslahı adı altında yapılan ucube dik beton duvarların inşaatlarının derhal durdurulması gerekiyor. Bu ıslah şekli ile birlikte bütün doğal hayatı olumsuz yönde etkilemektedir, insan ve hayvan geçişini tamamen engellemektedir, derelerde canlı yani balık yaşamını tamamen yok etmektedir.

Kısaca bu ıslah tercihleri ile birlikte, dereler artık dere değil kanal haline getirilmektedir. Kanalın tanımı, içinden geçirilecek olan suyun net bir şekilde hesaplanabilir olan ve sadece sulama amaçlı (Çukurova gibi Harran ovaları gibi) sulama amaçlı ve kontrol edilebilen suların geçirilebildiği kanallar olarak inşa edilmektedir.

Dere Taşkınlarının getirdiği zararların en aza indirilmesinin ilk yolu, derelerin doğal halinin yok edilerek beton kanal haline getirme çalışmalarının- inşaatlarının derhal durdurulmasıdır!

Bu gerçeklerin teknik konularının bir kere daha tartışılması gerekmektedir.

Ayrıca, dere ıslahları ile ilgili konuları hassasiyetle ele alındığını duyduğumuz Rize Valimize, İl Genel Sekreterimize ve ilgili tüm yetkililerimize teşekkür ederiz.”