Bakan Yazıcı, Pazarspor Tesisleri’nde incelemelerde bulundu



Pazarspor’un düzenledikleri kahvaltıya davet edilen Bakan Yazıcı ve Milletvekilleri Bayraktar ile Karal, burada konuşan Pazarspor Kulüp Başkanı Hüseyin Yangın’ın kulüp hakkında verdiği bilgileri ve taleplerini dinledi.

Yangın, yaptığı konuşmasında, çok küçük desteklerle buralara geldiklerini ifade ederek, “Başkalarını çok daha büyük destekler verilirken bize mütevazi destek verildi. O gün onlara niye o kadar fazla verildi demedik, asla sesimizi çıkartmadık. O gün çok alanlar bugün yok oldu. Biz ise kendi imkânlarımızla buralara kadar geldik. Sahamızda 450 resmi maç yaptık ne bir olay oldu, nede bir ceza almış bir kulübüz” dedi.

Tesisler hakkında bilgi veren Yangın, bu bölgede eşi esmalı olmayan konaklama tesislerinin yüzde doksanının tamamlandığını belirterek, “Şu ana kadar 1 milyonun üzerinde harcama yaptık. Bunun 650 bin liralık bölümünü futbol Federasyonu’ndan aldık. Tamamlanması için 250 bin lira gibi kaynağa ihtiyacımız var. Kendi imkânlarımızın dışında mutlak desteğe ihtiyacımız var. Sayın Bakanım bu konuda sizden bize yardımcı olmanızı istiram ediyorum. Bunun dışında da sürdürülebilir başarılar için kalıcı kaynaklara ihtiyaç var. Tek dayanağımız ÇAYKUR ve yerel alanda da Belediyemiz. Belediye Başkanımız Ahmet Basa her ne kadar kendileri destek veriyorsalar da Pazarspor’un yaşaması için bundan sonra mutlaka kendi kaynaklarına ihtiyaç vardır. Eğer Pazar Belediyesi bize oto parkı kiralarsa Pazarspor kendi ayakları üzerinde duracağına inanıyorum” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Pazarspor Başkanı Yangın Bakan Yazıcı’ya, Pazarspor forması ile şapka hediye etti.

Burada konuşan Yazıcı, sporun bütün insanları birleştiren ve eğiten bir unsur olduğunu belirterek, "Spor, eğitimin en önemli ayağıdır. Eğitim olmadan bilimi gerçekleştirmek mümkün değil. Türkiye'de 170'in üzerinde üniversite açtık ve çok olduğunu söylüyorlar. Ülkemizde 74 milyon nüfus bulunuyor ve bunu çok görmemek lazım" diye konuştu.

Türkiye'nin coğrafyası nedeniyle, yurt içi ve dışında terörist unsurlara ait grupların bulunduğunu dile getiren Yazıcı, şöyle devam etti:
"Bunlar devletin güvenlik ve istihbarat birimlerinde mevcut. Bu böyle sürüp gitsin mi- Türkiye demokratikleşme çıtasını yükseltiyor. Bu açıdan baktığımızda 10 yıl içerisinde çok büyük mesafeler almışız, iyi bir yere gelmişiz. Bir taraftan da güvenlik güçlerimiz en önemli unsur olan vatandaşın yaşama hakkını, mal ve can güvenliğini sağlama noktasında yasaların ve kanunların kendine verdiği yetkiyi kullanıyor. Yaşama hakkını koruyamadığın bir kimsenin başka haklarından söz etmenin anlamı yok."

Dünyada istihbarat örgütlerinin, sorunların çözümünü sağlamak adına aracılık yapabildiklerini dile getiren Yazıcı, şöyle devam etti:
"Zor olan alanlara bile istihbarat elemanları girerler, konuşurlar. O unsurlar çok farklı yapılar içerisindeler. Onlar arasında iletişimle bile esas çözümü sağlamak için aracılık yaparlar ve dünyada bunun örnekleri var. Türkiye de bugün çok önemli bir zemin yakalamış. Biz bu konuyla alakalı belki de ilk defa söylemlerimizi bu kadar dillendiriyoruz ama biz bunu 14 Ağustos 2001 tarihinden beri sürdürüyoruz. Bizim parti programımızın adı Demokratikleşme ve Zenginleşme Projesi'dir."

Etnik milliyetçiliğe karşı olduklarını vurgulayan Yazıcı, şöyle konuştu:
"Biz etnik, bölgesel ve dinsel milliyetçiliğe karşıyız. Dolayısıyla insanların etnik kimlikleriyle değerlendirilmesi, insan fıtratına ve insan haklarına aykırı. İnsanları kafataslarının niteliğine göre değerlendirmek gericilik ve kafatasçılıktır. Her birimiz bir olgudur. İşte Türk'üz, bir başkası Kürt, Laz veya Çerkez'dir ama bunlar hiçbirimizin bu ülkeyle ilgili diğerlerine üstünlük sağlama aracı olarak değerlendirilemez. Kendisini Kürt olarak niteleyen kişi bize göre kendisini üstün göremez. Biz de kendimizi üstün görmeyiz, doğru olan da bu."

-"Çayı tamamen organik yapmak için uğraşıyoruz"-

Yazıcı, Doğu Karadeniz'de yetişen çayın üzerine yağan karın bir ayrıcalık oluşturduğunu kaydederek, "Eğer kar yağmasaydı farklı ilaçlamalar yapmak zorunda kalacaktık. Bu da ürünün organiğe dönüşmesini güçleştirecekti. Çay tarımının tamamını organik yapmak için uğraşıyoruz. Bu, kısa sürede planlarımız arasında var" dedi.

Bölgedeki çay işçilerinin toplu sözleşme görüşmelerinin olduğunu anımsatan Yazıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Elbette ki hukukun üstünlüğü her şeyin önünde ve herkes hukuk kuralları içerisinde hakkını arayacak. İmkanların ötesinde talepte bulunmak, hak almanın ötesinde sonuçlar aramak anlamına gelir. Biz haklarımızı kullanırken ve özgürlüklerimiz için hareket ederken bulunduğumuz yerde çevremize karşı sosyal sorumluluklarımız var. Sosyal sorumluluğu bir kenara bırakıp sadece çıkarların peşinde koşmanın kimseye uzun vadede kar sağlaması mümkün değil."

Pazar Spor Salonuna giderek sporcularla görüşen Yazıcı, bir süre önce eşini kaybeden İl Genel Meclisi üyesi Leyla Veyisoğlu'na İkiztepe Mahallesi'ndeki evinde başsağlığı diledi.