İLAHİ AŞK BAHÇESİ












Yar, ol bahçede ister; böyle aşka kor yürek,
Alev alev sineler yanarken gam çekerek.

Figan etmek boşuna, şeyda bülbül dilince
ol diller hep tutuşur, kızıl gonca dalınca.

Sevmek ki ey afitap, benzer orda ölüme;
Çevirir gönüllerde ol selviyi begüme.

Ol bahçe ki güneşin güle dokunduğu yer,
Aşıkların diz dize çiğde oturduğu yer.

O çiğde iki aşık yiterler birbirinde,
İkiden bir çıkarlar Hay-u Hak tekbirinde.

Hançer gibi yaralar bakışıyla orda ahu,
O ahunun gözünde, ağırlar hep aşkı “Hu”!

Ol bahçe ki ey aşık, kulun kül olduğu bağ;
Çulların Eritilip, tenin çul olduğu bağ.

Gönül dem vursa orda, bu aşk-ı muhabbetten,
Ol bahçede yaşasam, hep zevk-i müebbetten.

Orada ey sevgili, dizlerine uzansam;
Tatsam sonsuzluğu, İlahi aşka kansam.

Gül solsa, lale sönse; sarsa bahçeyi hazan.
Aşk, dökse yaprağıma katran katran baldıran!

Bu zehir ile ölsek, karışsak biz havaya;
Ben Adem’ de dirilsem, sen can olsan Havva’ya.